Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu: Singapur Konvansiyonu
- GİRİŞMilletlerarası ticaret alanında taraflar arasında arabuluculuk görüşmeleri sonucunda yapılan sulh anlaşmalarının diğer ülkelerde sonuç doğurmasını sağlamak için Amerika Birleşik Devletleri Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (“UNCITRAL”)’na öneride bulunmuş[1] ve bu öneri çerçevesinde yapılan çalışmalar neticesinde Singapur’da imzalandığı için Singapur Konvansiyonu olarak da bilinen “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu” (“Singapur Konvansiyonu” / “Konvansiyon”), Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Aralık 2018 tarihinde kabul edilmiştir[2]. Hâlihazırda Konvansiyon’u elli üç devlet imzalamıştır[3]. Türkiye, Singapur Konvansiyonu’nu, Konvansiyon’un imzaya açıldığı 7 Ağustos 2019 tarihinde imzalamış, ancak henüz onaylamamıştır.Konvansiyon’un 14’üncü maddesi ile Konvansiyon’un üçüncü onay, kabul, tasdik veya katılım belgesinin tevdi edilmesinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup,, Konvansiyon, üçüncü devlet olan Katar’ın onayını sunmasının ardından 12 Eylül 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
- Konvansiyonun Amacı Ve Konusu
- Konvansiyonun Amacı
Singapur Konvansiyonu’nun öncelikli amacı milletlerarası nitelik taşıyan ticari uyuşmazlıkların çözümünde hızlı, ekonomik ve aynı zamanda ticari ilişkinin devamına da olanak tanıyan bir uyuşmazlık çözüm yolu olarak görülen arabuluculuğun yaygınlaştırılmasının sağlanmasıdır[4]. Arabuluculuk anlaşma belgelerine yabancı ülkelerde hukuki etki tanınması yönündeki bir mekanizmanın eksikliği tarafların arabuluculuğa başvurmasının önündeki bir engel olarak görülmekteydi, nitekim arabuluculuk sürecinin sonucunda önemli ölçüde zaman ve emek harcanarak anlaşmanın yapılmasının ardından taraflardan birinin anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi diğer tarafından taleplerini tekrar zaman ve emek harcayarak dava veya tahkim yoluna giderek ileri sürmesi gerekecektir[5]. Bu sebeple, arabuluculuk anlaşma belgelerine yabancı bir ülkede sadece bir sözleşme gücü tanınması, milletlerarası nitelik taşıyan uyuşmazlıklarda tarafların uyuşmazlık çözümünde arabuluculuk yolunu tercih etmemesine yol açabilmektedir. Şirketlerin arabuluculuk anlaşma belgesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde arabuluculuk yoluna başvurulmaması durumuna göre daha kötü bir duruma düşecekleri algısı oluşmaktadır[6]. Konvansiyon ile hedeflenen ise 1958 yılından sonra Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkındaki New York Konvansiyonu (“New York Konvansiyonu”) ile tahkim yargılamasında yaşanan gelişimin arabuluculuk açısından da gerçekleşmesidir[7]. Arabuluculuk sonucunda milletlerarası nitelikli ticari uyuşmazlığa ilişkin olarak yapılan sulh anlaşmalarının Konvansiyon’un tarafı olan bütün devletlerde yeknesak bir şekilde icra edilebilmesini sağlama amacıyla Singapur Konvansiyonu yapılmıştır[8].
- Konvansiyonun Konusu
Singapur Konvansiyonu’nda, arabuluculuk kurumu bütün yönleriyle düzenlenmemiştir. Konvansiyon, arabuluculuğun nasıl yürütüleceğine ilişkin kurallar öngören düzenlemeler içermemektedir. Konvansiyon’da düzenlenen arabuluculuk sonucu ortaya çıkan arabuluculuk anlaşma belgelerinin etkileri ve söz konusu anlaşma belgelerinin Konvansiyon’a taraf akit devletlerde ne şekilde uygulanacağıdır[9].
- Konvansiyonun Uygulama Alanı
Arabuluculuk sonucu ortaya çıkan anlaşma tutanaklarının Konvansiyon’un uygulama alanına girebilmesi için belirli kriterleri taşıması gerekmekte olup, Konvansiyon’un uygulama alanına giren arabuluculuk anlaşma belgelerinin taşıması gereken kriterler ve Konvansiyon’un uygulama alanına girmeyen uyuşmazlıklar ve sulh anlaşmalarına aşağıda yer verilmiştir.
- Konvansiyonun Uygulama Alanındaki Sulh Anlaşmaları
- Sulh Anlaşmasının Arabuluculuk Sonucu Ortaya Çıkması
Singapur Konvansiyonu’nun 1’inci maddesine göre Konvansiyon’un uygulama alanı arabuluculuk sonucu yapılan sulh anlaşmalarıdır. Buna göre, Konvansiyon’un uygulama alanı bulabilmesi ve söz konusu sulh anlaşmalarının Konvansiyon’da öngörülen hukuki etkilerden faydalanabilmesi için taraflarca akdedilen sulh anlaşmalarının arabuluculuk sonucu ortaya çıkması gerekmektedir.
Konvansiyon’un Tanımlar başlıklı 2’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “arabuluculuk, kullanılan ibarelere veya yürütülen usule bakılmaksızın, tarafların, aralarındaki uyuşmazlığı, uyuşmazlığın taraflarına bir çözüm dayatma yetkisine sahip olmayan üçüncü kişi veya kişilerin (“arabulucu”nun) yardımıyla dostane bir çözüme kavuşturmaya çalıştıkları bir usul” olarak tanımlanmıştır[10]. Tanımdan anlaşıldığı üzere, Konvansiyon’da tarafların uyuşmazlık çözümü amacıyla başvurduğu sürecin ismine önem verilmemiştir. Her hukuk sisteminde süreci tanımlamak için farklı bir terminoloji kullanılabilir ve sürecin ismi farklı hukuk sistemleri içinde uzlaştırma, arabuluculuk veya buna benzer başka bir çözüm yolu olabilir[11]. Tanım doğrultusunda önemli olan bağlayıcı karar verme yetkisi bulunmayan üçüncü bir kişinin süreci yönetmesi olarak görülmektedir[12]. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Konvansiyon kapsamında arabuluculuk sürecinin zorunlu veya ihtiyari olarak yürütülmesi, ya da bir mahkeme veya hakem tarafından yönlendirilmiş olmasının da bir önemi bulunmamaktadır[13].
Arabuluculuk anlaşma belgesine dayanarak Singapur Konvansiyonu kapsamında hukuki yola başvuran[14] tarafın, başvurulan devletin yetkili makamına[15], taraflar arasındaki anlaşmanın arabuluculuk faaliyeti sonucu elde edildiğine ilişkin belge sunması gerekmektedir. Anlaşma belgesinin arabuluculuk faaliyeti sonucu elde edildiğinin ne şekilde ispatlanabileceği Konvansiyon’un 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının b bendinde sayma yoluyla önerilmiş olmakla birlikte bunlardan birinin bulunmaması halinde hukuki yola başvurulan akit devletin yetkili makamının kabul edebileceği her türlü delil de kabul edilebilecektir[16].
- Milletlerarası Nitelik Taşıması
Singapur Konvansiyonu’nun 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasında sulh anlaşmasının milletlerarası nitelik taşıması gerektiği öngörülmüştür. Konvansiyon’a göre sulh anlaşmasının milletlerarası niteliği haiz olduğunun kabul edilebilmesi için (i) sulh anlaşmasının en az iki tarafının iş yerlerinin farklı ülkelerde olması veya (ii) tarafların iş yerlerinin aynı ülkede olması halinde ise bu ülkenin, sulh anlaşmasından doğan borcun esaslı bir kısmının ifa edileceği veya sulh anlaşmasının konusunun en sıkı ilişkili olduğu devletten farklı olması gerekmektedir. Tarafların birden fazla iş yeri olması durumunda ise Konvansiyon’un 2’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre sulh anlaşmasıyla çözümlenen uyuşmazlıkla en sıkı ilişkiye sahip olan iş yeri dikkate alınacaktır.
Sulh anlaşmasının Konvansiyon’un kapsamına girebilmesi için gerekli olan milletlerarası olma niteliğinin ne zaman sağlanması gerektiği hususunda milletlerarası niteliğin sulh anlaşmasının kurulduğu anda olması gerektiği ileri sürülmektedir[17].
- Ticari Uyuşmazlık Olması
Arabuluculuk sonucu elde edilen anlaşma belgesinin Singapur Konvansiyonu kapsamında değerlendirilebilmesi için uyuşmazlık konusunun Konvansiyon’un 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre ticari nitelik taşıması gerekmektedir. Kapsamın ticari nitelikteki uyuşmazlıklarla sınırlandırılması, ticari meselelerin UNCITRAL’in geleneksel görevi olması[18] ve ticari meseleler dışındaki uyuşmazlıklar sonucu ortaya çıkacak anlaşma belgelerinin kamu düzeni müdahalesi ile karşı karşıya kalabileceği nedenlerine dayandırılmıştır[19].
Ticari uyuşmazlık kavramı konusunda Konvansiyon’da bir tanıma yer verilmemekle beraber Konvansiyon görüşmelerinde kavramın geniş yorumlanması gerektiği ifade edilmiştir[20]. Söz konusu kavramın netleştirilebilmesi için 2015 tarihli Milletlerarası Ticari Sözleşmelerde Lahey Hukuk Seçimi İlkeleri[21] ya da 2002 tarihli Uluslararası Ticari Uzlaştırma Hakkında Model Kanun[22]’da yer alan tanımların Konvansiyon’da da kullanılması önerilmiş olmasına rağmen Konvansiyon görüşmelerinde bu öneri kabul görmemiş ve bu anlamda ticari uyuşmazlık kavramının kapsamından belirlenmesi uygulamaya bırakılmıştır[23].
- Şekli Koşullar
Konvansiyon’un 1’inci maddesine göre arabuluculuk anlaşma belgesinin Konvansiyon’un kapsamına girebilmesi için öngörülen temel şart anlaşma belgesinin yazılı olmasıdır. Bu temel şartın amacı arabuluculuk anlaşma belgesinin mevcudiyetinin ispatlanabilmesi ve tarafların dikkatini mutabakata vardıkları hususlara çekebilmek olarak görülmektedir[24]. Konvansiyon’un 2’inci maddesinin 2’inci fıkrasında ise yazılılık koşulu açısından birtakım açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre, arabuluculuk anlaşma belgesinin içeriğinin herhangi bir şekilde kayda alınması halinde yazılılık koşulu sağlanmış olacaktır. Aynı zamanda, elektronik ortamda yapılan arabuluculuk anlaşma belgeleri açısından bu anlaşmaların içeriğindeki bilgilere sonradan ulaşılabilir olması halinde yazılılık koşulunun yerine getirilmiş sayılacağı öngörülmüştür. Arabuluculuk anlaşma belgesinin tek bir belge olarak düzenleme zorunluluğunun da bulunmadığı kabul edilmektedir[25].
Konvansiyon’un 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflarca imzalanmış olması gerekmektedir. Söz konusu imza bizzat asiller tarafından atılabileceği gibi tarafların yetkili temsilcileri tarafından da atılabilecektir[26] [27].
Ayrıca, Konvansiyon’un 4’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, arabuluculuk anlaşma belgesine dayanılarak hukuki yola başvurulan akit devletin yetkili makamı, arabuluculuk anlaşma belgesinin bu devletin resmi diline tercüme edilmesini talep edebilecektir.
- Konvansiyonun Uygulama Alanına Girmeyen Uyuşmazlıklar ve Arabuluculuk Anlaşma Belgeleri
Singapur Konvansiyonu ile belli konulardaki uyuşmazlıklar hakkındaki ve belli nitelikteki arabuluculuk anlaşma belgeleri kapsam dışında bırakılmıştır.
Konvansiyon’un kapsamı dışında bırakılan uyuşmazlık konuları Konvansiyon’un 2’inci maddesinin 2’inci fıkrası ile öngörülmüştür. Buna göre, (i) taraflardan birinin tüketici olarak şahsı veya ailesi veya evi için yaptığı işlemlere ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için yapılan ve (ii) aile, miras ve iş hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara dair yapılan anlaşma belgeleri açıkça Konvansiyon’un kapsamı dışındadır.
Mahkeme tarafından onaylanan veya yargılama sırasında mahkeme huzurunda tamamlanan arabuluculuk anlaşma belgelerinin mahkemenin bulunduğu devlette bir mahkeme kararı gibi icra edilebilme imkânı olması durumunda Singapur Konvansiyonu uygulama alanı bulmayacaktır[28]. Aynı şekilde, arabuluculuk anlaşma belgesinin hakem kararı olarak kaydedilmesi ve hakem kararı olarak uygulanabilen arabuluculuk anlaşma belgeleri de Singapur Konvansiyonu’nun uygulama alanı dışında bırakılmıştır[29].
Konvansiyon’da mahkeme veya hakem kararı haline gelen ve karar gibi uygulanabilme kabiliyetine sahip arabuluculuk anlaşma belgelerinin kapsam dışında bırakılmasının sebebi olarak Konvansiyon görüşmelerinde[30] ve yazarlar tarafından temel olarak üç görüş ileri sürülmüştür[31]. Bunlardan birincisi, Konvansiyon’un 1’inci maddesinin 3’üncü fıkrası ile kapsam dışı bırakılan arabuluculuk anlaşma belgelerinin salt borçlar hukuku sözleşmesi vasfından çıkıp yargı kararı gibi icra edilebilir hale gelmiş olmasıdır[32]. İkincisi ise, Konvansiyon’un hazırlık çalışmaları sırasında da tartışıldığı gibi mahkeme ve hakem kararlarının icrası konularını düzenleyen ve hâlihazırda yaygın bir şekilde kullanılan 2005 tarihli Mahkeme Seçimine Dair Lahey Sözleşmesi[33] ve New York Konvansiyonu’nun bulunmasıdır. Ayrıca, bu konuyla ilgili olarak 2019 tarihli Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine Dair Lahey Sözleşmesi[34] de kabul edilmiş olup, bu sözleşme henüz yürürlüğe girmemiştir. Son sebep ise, devlet yargısı ve tahkim ile arabuluculuk arasında çatışma yaşanmasının önlenebilmesi açısından devlet yargısı ve tahkime öncelik verilmiş olmasıdır[35].
- Ret Sebepleri
Singapur Konvansiyonu’nda arabuluculuk anlaşma belgesinin icrası ve kesin delil etkisi kazanması taleplerinin reddi sebepleri Konvansiyon’un 5’inci maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. Maddenin 1’inci fıkrasında aleyhine icra talep edilen tarafından ileri sürülen ret sebeplerinin kendisi tarafından ispatlanması halinde talebin reddedilebileceği haller düzenlenmiş olup, maddenin 2’inci fıkrasında ise icra talebinin yapıldığı yetkili makamın re’sen inceleyebileceği ret sebepleri düzenlenmiştir.
- Ehliyetsizlik
Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının a bendi uyarınca arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflarından birinin ehliyetsiz olması, ret sebeplerinden biri olarak sayılmakla birlikte aleyhine hukuki yola başvurulan tarafından ileri sürülmesi ve ispatlanması halinde talebin reddi söz konusu olabilecektir.
- Geçersizlik
Arabuluculuk anlaşma belgesinin icrası ve kesin delil etkisi kazanması için yapılan talebin ret sebebi olarak öngörülen geçersizlik Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının b bendinde üç alt bent halinde düzenlenmiştir. Bu sebepler de aleyhine hukuki yola başvurulan tarafça ileri sürülmesi ve ispatlanması durumunda yetkili makam tarafından dikkate alınabilecektir. Bunlardan birincisi dayanılan arabuluculuk anlaşma belgesinin taraflarca tabi kılındığı hukuka veya böyle bir hukuk yoksa talebin yapıldığı yetkili makamın ait olduğu devletin hukukuna göre sulh anlaşmasının hükümsüz, tesirsiz veya yerine getirilemez olmasıdır. İkincisi, arabuluculuk anlaşma belgesinin hükümlerinin bağlayıcı ve nihai olmaması ve üçüncüsü de söz konusu hükümlerin sonradan değiştirilmiş olmasıdır.
- Arabuluculuk Anlaşma Belgesinde Yer Alan Yükümlülükler Kapsamında Değerlendirme
Yine aleyhine hukuki yola başvurulanın talebi ve ispatlanması üzerine arabuluculuk anlaşma belgesine konu borcun ifa edilmiş olması veya söz konusu borcun açık veya belirlenebilir olmaması durumlarında da Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının c bendine göre talebin reddi gündeme gelebilecektir.
- Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile Çelişme
Hukuki yola başvurma talebinin arabuluculuk anlaşma belgesinde taraflarca kararlaştırılan hükümlere aykırı olması halinde de aleyhine başvuru yapılan tarafın talep etmesi ve ispatlaması halinde, yetkili makam, Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının d bendine göre talebin reddine karar verebilecektir. Bu düzenleme, hukuki yola başvuru talebinin arabuluculuk süreci sonucunda tarafların mutabık kaldıkları hususlarla doğrudan çelişmesi halinde uygulanacaktır ve bu sebeple bu düzenleme taraf iradelerine verilen önemi yansıtmaktadır[36]. Buna göre, tarafların arabuluculuk anlaşma belgesinde mutabık kalınan hususlarda taraflarca belli bir ülkede veya mutabık kalınan hususların tamamı veya bir kısmı için Konvansiyon’a dayanılarak hukuki talepte bulunamayacağının kararlaştırılmış olması halinde tarafların Konvansiyon’un uygulamasından vazgeçmiş oldukları yönündeki iradelerine etki tanınması gerekmektedir[37].
- Arabulucudan Kaynaklanan Sebepler
Arabulucu, arabuluculuk sürecinin önemli bir aktörüdür ve arabuluculuk anlaşma belgesinin Konvansiyon’un uygulama alanına girebilmesi için yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemine mutlaka bir arabulucunun dahil edilmesi gerekmektedir[38]. Arabulucunun süreç içindeki bu rolü doğrultusunda Konvansiyon’da arabulucudan kaynaklanan sebeplerle sulh anlaşmasının icrasının reddedilebileceği de kabul edilmiştir. Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının e ve f bentlerinde yukarıda sayılan ret sebeplerinden farklı olarak arabuluculuk anlaşma belgesinden kaynaklanan ret sebepleri yerine doğrudan arabuluculuk anlaşma belgesinden kaynaklanmayan ve fakat arabulucu ve arabulucunun davranışları ile ilgili ret sebeplerine yer verilmiştir[39].
Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının e bendine göre, arabuluculuk veya arabulucuya ilişkin temel ilkelerin ihlal edilmiş olması ve bu ihlal olmasaydı ilgili tarafın arabuluculuk anlaşma belgesini imzalamayacak olması halinde talep reddedilebilecektir. Aynı şekilde, Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının f bendine göre de arabulucunun tarafsızlığı veya bağımsızlığına ilişkin mevcut önemli bir sebebi bildirmemiş olması ve bu ihlal olmasaydı ilgili tarafın arabuluculuk anlaşma belgesini imzalamayacak olması halinde de talep reddedilebilecektir.
- Kamu Düzenine Aykırılık
Konvansiyon’un 5’inci maddesinin 2’inci fıkrasının a bendinde talebin yetkili makamın hukuki yola başvurulan akit devletin kamu düzenine aykırı olması yetkili makamın re’sen incelemesi gereken bir ret sebebi olarak öngörülmüştür. Konvansiyon’da yer alan kamu düzeni kavramının, New York Konvansiyonu’nda yer alan kamu düzeni kavramının istisnai ve dar yorumlanmasına ilişkin yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir[40].
- Arabuluculuğa Elverişlilik
Arabuluculuk anlaşma belgesinin konusunun hukuki yola başvurulan akit devlet hukukuna göre arabuluculuğa elverişli olmaması yetkili makamın re’sen incelemesi gereken bir diğer ret sebebi olarak öngörülmüştür. Arabuluculuğa elverişlilik konusu farklı akit devletlerde hukuk düzenlerindeki tercihler doğrultusunda farklılık gösterebilecektir. Bu farklılık sebebiyle de arabuluculuk anlaşma belgesine dayanılarak yapılan başvurunun bir akit devlette kabul edilirken başka bir akit devlette reddedilmesi olasılığı söz konusu olabilir[41].
SONUÇ
Singapur Konvansiyonu ile milletlerarası nitelik taşıyan arabuluculuk anlaşmalarına mümkün olduğunca yeknesak bir uygulama ile sınır ötesi icra kabiliyeti tanınması, milletlerarası ticarette, uyuşmazlık çözüm yolu olarak arabuluculuk yönetiminin daha yaygın bir şekilde kullanılması ve bu sayede uyuşmazlıkların mümkün olduğunca daha az maliyetle ve daha kısa bir sürede çözülmesi amaçlanmıştır. New York Konvansiyonu’nun göstermiş olduğu başarıyı Singapur Konvansiyonu’nun da göstermesi beklenmektedir[42].
Singapur Konvansiyonu, Konvansiyon görüşmelerinde çok farklı hukuk kültürlerinden gelen delegasyonların tartışmaları sonucunda oluşturulan uyum metni görüntüsü çizmekte olup[43] uygulamanın nasıl devam edeceği Konvansiyon’un daha fazla ülkede uygulanmaya başlamasıyla netlik kazanacaktır.
Ocak 2021
KAYNAKÇA
CHONG Shouyu/ STEFFEK Felix: “Enforcement of International Settlement Agreements Resulting from Mediation under the Singapore Convention: Private International Law Issues in Perspective“, Singapore Academy of Law Journal, Vol. 31, No. Special Issue, 2019, s. 448-486.
DEASON Ellen E.; “What’s in a Name: The Terms Commercial and Mediation in the Singapore Convention on Mediation” Cardozo Journal of Conflict Resolution, Vol. 20, No. 4, Summer 2019, p. 1149-1172.
DEMİRKOL Berk/ AKÜZÜM Ural, Türkiye’de Med-Arb (Arabuluculuk-Tahkim) Yapısı, Mevzuatı & Uygulaması, 1. Bası, On İki Levha, İstanbul 2020.
EKŞİ Nuray: “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu (Singapur Konvansiyonu)”, Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Dergisi, Cilt No.: 9, Sayı: 1, Yıl: 2020, s. 25-90.
EMİNOĞLU Cafer/ ERDOĞAN Ersin, Ticari Uyuşmazlıklarda İhtiyari ve Dava Şartı (Zorunlu) Arabuluculuk, 1. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara 2020.
ERKAN Mustafa, Arabuluculuk ve Singapur Sözleşmesi, 1. Bası, On İki Levha, İstanbul 2020.
MONTINERI Corinne: “The United Nations Commission on International Trade Law (Uncitral) and the Significance of The Singapore Convention on Mediation”, Cardozo Journal of Conflict Resolution, vol. 20, no. 4, Summer 2019, s. 1023-1036.
ÖZEL Sibel: “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi: Singapur Konvansiyonu”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 25, Sayı 2, Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal Armağanı, Aralık 2019, s. 1190-1210.
SCHNABEL Timothy: “The Singapore Convention on Mediation: A Framework for the Cross-border Recognition and Enforcement of Mediated Settlement” 19 Pepp. Disp. Resol. L. J. 1, 2019, s.1-60.
SILVESTRI, Elisabetta: “The Singapore Convention on Mediated Settlement Agreements: A New String to the Bow of International Mediation?”, Access to Justice in Eastern Europe, vol. 2019, no. 3, September 2019, s. 5-11.
[1] EKŞİ Nuray: “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu (Singapur Konvansiyonu)”, Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Dergisi, Cilt No.: 9, Sayı: 1, Yıl: 2020, s. 25-90, s. 49.
[2] Singapur Konvansiyonu’nun kabul edildiğine dair Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği basın açıklaması için bkz. UNIS/L/271 (21 Aralık 2018) http://unis.unvienna.org/unis/en/pressrels/2018/unisl271.html (Erişim, 15.01.2021).
[3] Singapur Konvansiyonu’na imza atan ve Konvansiyon’u onaylayan devletlerin listesini görmek için bkz. https://uncitral.un.org/en/texts/mediation/conventions/international_settlement_agreements/status (Erişim, 15.01.2021).
[4] SCHNABEL Timothy: “The Singapore Convention on Mediation: A Framework for the Cross-border Recognition and Enforcement of Mediated Settlement”, 19 Pepp. Disp. Resol. L. J. 1, 2019, s. 2.
[5] SCHNABEL, s.2.
[6] EMİNOĞLU Cafer/ ERDOĞAN Ersin, Ticari Uyuşmazlıklarda İhtiyari ve Dava Şartı (Zorunlu) Arabuluculuk, 1. Bası, Ankara, Adalet, 2020, s.88.
[7] EMİNOĞLU/ ERDOĞAN, s.88.
[8] CHONG Shouyu/ STEFFEK Felix: “Enforcement of International Settlement Agreements Resulting from Mediation under the Singapore Convention: Private International Law Issues in Perspective“, Singapore Academy of Law Journal, vol. 31, no. Special Issue, 2019, s. 448-486, s. 453.
[9] EKŞİ, s. 58; DEMİRKOL Berk/ AKÜZÜM Ural, Türkiye’de Med-Arb (Arabuluculuk-Tahkim) Yapısı, Mevuzatı & Uygulaması, 1. Bası, İstanbul, On İki Levha, 2020, s.33.
[10] Konvansiyon, Türkiye’de henüz onaylanmamış olmakla birlikte “Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2981) ve Dışişleri Komisyonu Raporu” teklif metnindeki Türkçe tercümeden faydalanılmıştır. Tercümenin tam metni için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss234.pdf (Erişim, 21.01.2021).
[11] DEASON Ellen E.: “What’s in a Name: The Terms Commercial and Mediation in the Singapore Convention on Mediation“, Cardozo Journal of Conflict Resolution, vol. 20, no. 4, Summer 2019, p. 1149-1172, s. 1, s.1162.
[12] MONTINERI Corinne: “The United Nations Commission on International Trade Law (Uncitral) and the Significance of The Singapore Convention on Mediation”, Cardozo Journal of Conflict Resolution, vol. 20, no. 4, Summer 2019, p. 1023-1036, s.1030.
[13] ÖZEL Sibel: “Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi: Singapur Konvansiyonu”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 25, Sayı 2, Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal Armağanı, Aralık 2019, s. 1190-1210, s. 1196.
[14] Konvansiyon’un 4’üncü maddesinde arabuluculuk anlaşma belgelerinin akit devletlerde uygulanması açısından tanıma ve tenfiz kavramları yerine anlaşma belgelerinin icrasını ve kesin delil etkisini içerecek bir şekilde “relief” kavramı kullanılmıştır. Bu kavramın Türkçe karşılığına ilişkin doktrinde tartışmalar mevcut olup, biz de yukarıda bahsedildiği gibi “Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2981) ve Dışişleri Komisyonu Raporu” teklif metnindeki Türkçe tercümeden faydalandığımızdan bu çalışmamızda, Konvansiyon’da tercih edilen “relief” kavramı karşılığı olarak “hukuki yola başvuru” kavramını kullanacağız. Konuyla ilgili tartışmaların detayları için bkz. ERKANMustafa, Arabuluculuk ve Singapur Sözleşmesi, 1. Bası, İstanbul, On İki Levha, 2020, s.111-112.
[15] Konvansiyon’da arabuluculuk anlaşma belgelerine dayanılarak Konvansiyon kapsamında yapılacak hukuki yola başvurunun Konvansiyon’a taraf akit devletlerin yetkili makamına yapılacağı ifade edilmiş olsa da yetkili makamın neresi olduğu konusunda Konvansiyon’da bir açıklama bulunmamaktadır.
[16] ERKAN s.165.
[17] SCHNABEL, s.20.
[18] DEASON, s.1150.
[19] ERKAN s.111-112.
[20] SCHNABEL, s.22.
[21] 2015 tarihli Milletlerarası Ticari Sözleşmelerde Lahey Hukuk Seçimi İlkeleri’nin tam metni için bkz. https://www.hcch.net/en/instruments/conventions/full-text/?cid=135 (Erişim, 16.01.2021).
[22] 2002 tarihli Uluslararası Ticari Uzlaştırma Hakkında Model Kanun’un tam metni için bkz. https://uncitral.un.org/sites/uncitral.un.org/files/media-documents/uncitral/en/03-90953_ebook.pdf (Erişim, 16.01.2021).
[23] ERKAN, s.113.
[24] SCHNABEL, s.28; EMİNOĞLU/ ERDOĞAN, s.95; ERKAN, s.151.
[25] SCHNABEL, s.28. Bu konu hakkında detaylı bilgi için bkz. SCHNABEL s.28-29.
[26] SCHNABEL, s.29; ÖZEL, s.1200.
[27] Elektronik ortamda yapılan görüşmelerde imza konusunda detaylı açıklama için bkz. ERKAN, s.157; EMİNOĞLU/ ERDOĞAN, s.157.
[28] SCHNABEL, s.124; ERKAN, s.130.
[29] ÖZEL, s.1199.
[30] SCHNABEL, s.25.; UNCITRAL görüşmelerinin ses kayıtları için bkz. UNCITRAL Working Group II, 64th Session Feb. 2, 2016, 15:00-18:00, https://conferences.unite.un.org/carbonweb/public/uncitral/speakerslog/35633c76-b3fd-4a5e-acd6-c34f2783c6cb UNCITRAL Working Group II, 66th Session Feb. 8, 2017, 10:00-13:00 https://conferences.unite.un.org/carbonweb/public/uncitral/speakerslog/708ce97b-d27a-4c4b-9e9e-7b5a6ee13ee4
[31] İleri sürülen görüş ve tartışmaların detayları için bkz. ERKAN, s. 124-130.
[32] ERKAN, s.125.
[33] 2005 tarihli Mahkeme Seçimine Dair Lahey Sözleşmesi’nin tam metni izin bkz. https://www.hcch.net/en/instruments/conventions/full-text/?cid=29 (Erişim, 16.01.2021).
[34] 2019 tarihli Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine Dair Lahey Sözleşmesi’nin tam metni için bkz. https://www.hcch.net/en/instruments/conventions/full-text/?cid=137 (Erişim, 16.01.2021).
[35] ERKAN, s.126.
[36] SCHNABEL, s.48.
[37] SCHNABEL, s.48-49.
[38] ERKAN, s.221.
[39] SILVESTRI, Elisabetta: “The Singapore Convention on Mediated Settlement Agreements: A New String to the Bow of International Mediation?“, Access to Justice in Eastern Europe, vol. 2019, no. 3, September 2019, p. 5-11, s.9.
[40] ÖZEL, s.1204.
[41] ERKAN, s.244.
[42] ERKAN, s.301.
[43] ERKAN, s.301.
- Konvansiyonun Amacı Ve Konusu
İlgili Kişiler
Bu makale, makalenin yazım tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat dikkate alınarak Yazıcı Avukatlık Ortaklığı tarafından hazırlanmıştır. Her bir olaydaki maddi vakalar ve olay özellikleri ile bunların uygulama ve sonuçları farklı olacağından, bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak hazırlanmış olup, bir hukuki görüş veya öneri teşkil etmez ve bu şekilde yorumlanamaz.